Akarsu HES’leri çevreye zararlı mı?

Ben de kendisini çevreci olarak gören arkadaşlar kadar çevreci olduğumu düşünüyorum. Çevreci görüşlerim ile enerji konusundaki tecrübemi birleştirerek, ilgilenenlere bir katkıda bulunmak amacı ile bu yazıyı yazmak zorunda hissettim.

Genellikle, yanlış yapılan işlerden yanlış neticeler çıkarırız. Aslında işlerimizi tam ve doğru yaptığımız zaman gerçek neticeleri görebilme imkanına kavuşuruz.

Dolayısı ile, Akarsu santrallerini yanlışlarla dolu şekilde yapıp, daha sonra akarsu santralleri çevreye zarar veriyor diye bir sonuç çıkarmak son derece yanlış ve sığ düşünce tarzıdır. Bunun yerine biz bu santralleri nasıl yaparsak çevreye zarar vermeyen, çevre ile uyumlu, tabiatın bir parçası hale getiririz sorusunu sormamız ve gereğini yapmamız lazım.

Ne yaparsan yap, nasıl yaptığın, ne yaptığın kadar önemlidir. Biz Akarsu HES leri, maddi hırs ile, üretimi ve dolayısı ile karı maksimuma çıkarmak üzere, çevreyi düşünmeden, yanlış projelendirdiğimizde, çevreyi tahrip etmiş oluruz. Bu davranışımız neticesi son derece çevreci olan Akarsu HES lerini, çevre düşmanı ve dolayısı ile halkın haklı tepkisini çeken hale getiriyoruz. Ne demek istediğimi açıklayayım.

Tarihin ilk günlerinden beri akarsular üzerinde su değirmenleri kurulmuş ve bunlar tabiat ile iç içe, çevreye hiçbir zararı olmadan çalışmış ve insanlığa hizmet etmiştir. Bugün de bu Akarsu HES leri aynı prensipler çerçevesinde projelendirilir ve yapılır ise tabiat ile uyumlu enerji tesisleri elde ederiz. Bunların yurt dışında yüzlerce örnekleri var. Ancak bizler çevreye odaklanmak yerine, HES kapasitesini maksimum hale getirmek dolayısı ile kar maksimizasyonuna odaklanırsak, aşağıdaki yanlışları yaparız ve tabiatı tahrip eden Akarsu HES leri ortaya çıkar.

  1. Kurulacak HES e gelen su miktarını arttırmak için, dere yatakları değiştirilmektedir. Birkaç derenin suyu bir noktaya yönlendirilmekte veya borular ile taşınmaktadır. Bunun neticesi kuruyan dereler olmakta ve dolayısı ile bu dere yataklarında bitki ve canlı örtüsü yok olmaktadır.
  2. Yükleme havuzu adı altında küçük barajlar inşa edilmektedir. Dereler bir noktaya toplanınca bu noktalarda toplanan suları depolamak için yükleme havuzu adı altında çok büyük rezervuarlar ortaya çıkmakta ve neticesinde çevre yine tahrip olmaktadır. Yükleme havuzu elektrik üreten türbinin ön kısmında belli bir basıncı (su yüksekliği) sağlamak için inşa edilmesi gerekli olup türbin tipine göre minimum ölçülerde çevreye zarar vermeyecek şekilde yapılması mümkündür. Çözüm dere yatakları kesinlikle değiştirilmemelidir. Ayrıca santral kapasiteleri de büyütülmeye zorlanmamalı, küçük santrallar yapımına ağırlık verilmelidir.
  3. Yapılan akarsu HES leri yanına, personel lojmanı, kontrol binası, hatta yayla evi olarak kullanılacak binalar yapılmaktadır. Bunların çoğu gereksiz ve anlamsız inşaatlar olup, yapılması son derece sakıncalıdır. Çözüm, hiçbir şekilde bina inşaatına izin verilmemeli, çok gerekirse ahşap veya prefabrik küçük kulübeler ile sorun çözülmelidir.
  4. Buralara söz konusu tesisler yapıldığı zaman, doğal olarak ulaşımı rahat bir şekilde sağlamak için yol ihtiyacı ortaya çıkmakta neticede gereksiz genişlik ve kalitede yol yapılmaktadır. Çözüm, yol en basit şekli ile beton veya asfalt kullanmadan çevrede ne malzeme varsa onum kullanarak tek şeritli bir patika şeklinde yapılmalıdır.
  5. Aynı dere üzerine kaskat santraller yapılmakta ve neticede deredeki hayat tamamen ölmektedir. Belli bir aralıktan ve sayıdan fazlasına izin verilmemelidir. Çözüm, tek noktaya büyük santral yerine çevreyi etkilemeyecek şekilde küçük küçük santrallerin yapılmasıdır.
  6. Civarda daha önce yapılmış santrallerin çevreye etkisi (toplam etki) değerlendirilmesi yapılmadan ÇED raporları hazırlanmakta ve onaylanmaktadır. ÇED incelemesinde havzanın toplam etkileşimi mutlaka incelenmelidir

Denilebilir ki bunlar yapılmadığı takdirde söz konusu HES ekonomik olmaktan çıkmaktadır. Doğrudur. Bizde her akarsu üzerine HES kurmak mecburiyetinde değiliz. Bu şartları sağlayarak kurulumu ekonomik olan noktalara bu HES leri kurmamız gerekir. Aksi halde, bugün oluşan kamuoyu neticesi bu kriterlere uyan yapımı doğru olan HES ler de engellenmekte ve halkın tepkisini çekmektedir.

En başta dediğim gibi ne yaptığın kadar, nasıl yaptığın da önemli. Bu çerçevede biz mühendisler, yatırımcılar ve bu işleri denetleyenler, bu kriterleri halkımıza anlatır ve bu prensipler çerçevesinde projelendirir ve inşa edersek, akarsu HES leri Türkiye’ye hem çevre hem de enerji olarak katkı sağlayacaktır.
Ayrıca küçük hidrolik türbinlerin yerli üretim olarak yapılması da ekonomiye başka bir katı sağlayacaktır.